Sayfalar

27 Aralık 2010 Pazartesi

"Gâvurun Taşı" Değil , Anadolu Mirası!

Arkeolojik Mirasın Korunmasında Bir Zihniyet Değişimi Gerekli! 
Ekte  Basın'dan aktarılan iki  haber özeti yer alıyor.

Bunlar "Arkeolojik Tahribat" veya "Kültürel Mirasın Korunması" gibi ana başlıklar tartışılırken, konuya yaklaşım tarzlarının  ne kadar önem taşıdığını gösteriyorlar.
  
*****************

Basından:


Ali Mavi



Mavi açıklamasında,  “Bu bölgede neredeyse adım başı bir tarihi kent var. Ama bunların çoğu keşfedilmemiş. Literatüre girmemiş. Yöre köylüleri, avcılar ya da Mersinli amatör arkeoloji tutkunları tarafından tesadüfen keşfedilmiş onlarca tarihi kent var. 1989 yılından beri Mersin yöresindeki tarihi kent kalıntılarını geziyoruz, hâlâ bitiremedik ve hâlâ yeni bilgiler geliyor. Ama bu kent kalıntılarıyla ilgili ne bir sarı tabela var, ne bilimsel çalışma yapılmış, ne yazıtları okunmuş. Bu kent kalıntıları kendi kaderine terk edilmiş ve defineciler, yöre köylüler ya da bitki örtüsü tarafından tahrip ediliyor. İnsanlar, köylerindeki antik kent kalıntısından ‘gavurun taşı’ diye söz ediyorlar. Onlara, bu kalıntıların ‘gavurun taşı’ değil, Anadolu’nun, bizim zenginliğimiz olduğunu anlatacağız.” dedi.

Gavurun Taşı Değil, Anadolu Mirası

***

 Basın:
 
HEYKELTIRAŞLAR BULUŞMASI SONA ERDİ

Erdemli Belediyesi ve TÜRKSOY işbirliği içerisinde gerçekleştirilen Türk Cumhuriyetleri heykeltıraşlar buluşması sona erdi. Heykellerin tamamlanmasıyla birlikte onurluk töreni düzenlendi. Törene Erdemli Kaymakamı İbrahim Özefe, Erdemli Belediye Başkan Vekili Mehmet Ali Doğruöz, Kırgızistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Kültür Ataşesi Alima Okeeva, TÜRKSOY Azerbaycan daimi temsilcisi Elçin Gafarlı, Türkmenistan Büyükelçisi Ataşesi Shadurdy Meredov’ın katıldı. Çalışmalarını bitiren sanatçılara onurluk verildi.

Erdemli’de bulunmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren heykeltıraşlar, bu tür etkinliklerin her zaman yapılması gerektiğini vurguladılar. Öte yandan Büyükelçilik Ataşeleri ile yapılan görüşmelerde bu tür etkinliklerin artarak devam etmesi gerektiği görüşü hâkim oldu. Özellikle de Türk Kültürünü yansıtan eserlerin kazandırılması gerektiği vurgulanırken, Roma ve Bizans etkisinden kurtulunması gerektiğinin de altı çizildi.



**

silifkekale
Tay Project-13/7/2001 tarihinde çekilmiş bir fotoğraf...






























 Silifke Kalesi'nden  >>>>>  “Silifke Kafesi”ne....

Kalkolitik Çağ’dan Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanan bir kültürü barındıran yerleşme ve kale. Silifke Belediyesi, kalenin neredeyse tüm doğu kesimini kaplayan bir kafe/restoran inşaatı sürdürüyor. Çok yakında, kalenin çevresinde ikinci bir kale duvarı oluşacak.


**

 
sirtlanini
TAY Project - 12/7/2001

Sırtlanini Mağarası
(İçel/Silifke/Taşucu)



1956'da Kılıç Kökten tarafından keşfedilmiş bir Paleolitik (Yontma Taş Çağı) Mağara. 
Neler mi olmuş?: 1986 yılında dinamitlenmiş, 1987 yılından itibaren içine çevre binaların kanalizasyonları akıtılmış! 
Aynı yıl mağaranın ağzı molozla doldurulmuş ve...üzerine bir apartman dikilmiş... 
Şimdilik yarım duruyor... 
Bu Yontma Taş Çağı mağarasının adresi bile var artık: 
Cumhuriyet Mahallesi, Fatih Sok., No:13, Taşucu, Silifke...




***
 
cavuslu
TAY Project - 14/7/2001
Çavuşlu Höyük

Neolitik Çağ’dan İlk Tunç Çağı’na kadarki dönemde iskan edilmiş bir höyük. 1970’lerin ortasından itibaren, üzeri parsellenerek imara açılmış. Kurulan mahallenin altında kalarak yoğun tahribata uğramış; kalan kısmına 2001 yılında, iki şeritli bir anayol açılmaya başlanmış. Höyüğün, tahribat öncesinde, şimdiki evlerin yüksekliğinde (yaklaşık 20-25 metre) olduğu söyleniyor.


*



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Hit Counter