Sayfalar

13 Ocak 2011 Perşembe

"AYAŞ EFES GİBİ OLACAK"

2011 YILINDA KANLIDİVANE RESTORE EDİLEREK TURİZME AÇILIYOR...

AYAŞ BELEDİYE BAŞKANI SÜLEYMAN KOÇ :
"AYAŞ EFES GİBİ OLACAK" 



 


 **

**
**
**
**
**
**
**
**

**
(18 Temmuz 2010 tarihli fotoğraflar Arkeo-Sev tarafından çekilmiştir.)
**


Proje yapımına 2008 Yılında başlanan MERSİN İLİ ERDEMLİ İLÇESİ AYAŞ BELEDİYESİ KANLIDİVANE PROJESİ tamamlanarak çalışmalara başlandı.

Mersin Valiliği, Mersin Üniversitesi ve Ayaş Belediyesi tarafından ortaklaşa yapılan çalışmalarla gerçekleştirilen proje Adana Anıtlar Yükesek Kurulu ve Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından 24 Aralık 2008 tarihinde onaylanmıştı.

Bu zamana kadar yatırım kapsamına alınmayan Kanlıdivane Projesi Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun girişimleri sonucu hayata geçiriliyor.

Ayaş Belediye Başkanı Süleyman Koç yaptığı açıklamada 

2008 yılı içersinde yapılan bu proje Ayaş için çok önemli ve olmazsa olmazlardan birisiydi. Çünkü Ayaş Mersin’de tarihi ve doğasıyla, deniziyle, turizme hizmet eden çok önemli bir beldedir. Yaptığımız girişimler sonucu şimidiye kadar gerçekleşmeyen Kanlıdivane Çevre Düzenleme Projemiz 30 Aralık 2010 Perşembe günü Mersin Valiliği Toplantı Salonunda yapılan görüşmeler sonucunda onaylanarak hayata geçirildi. Bu proje kapsamında Kanlıdivanemiz Artık EFES ANTİK TİYATRO gibi olacak. Kanlıdivane’nin çevre düzenlemesi yapılarak çevrede önemli değişiklikler yapılacak.
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc4/hs970.snc4/76337_104164426323954_100001911912436_32029_4454544_n.jpg

Kanlıdivane, hem doğal hem de arkeolojik özellikleri bakımdan Mersin ili, Erdemli-Silifke bölgesinin en çekici ve önemli örenyerlerinden birtanesidir. Bölgenin jeomorfolojik yapısından kaynaklanan ve zamanla oluşmuş doğal çökeltiler bugünkü obrukları oluşturmuştur. Bu obrukların bazıları antik dönemden itibaren oluşumları nedeniyle tanrısal olarak görülmüş ve bu nedenle dini merkezli yerleşimlere evsahipliği yapmışlardır. Kanlıdivane (Kanytella) ve birkaç km batısında Silifke ilçesi sınırlarında yer alan Cennet-Cehennem (Korykon) bu birlikteliğin önemli örnekleridir.

Kanlıdivane örenyeri, doğuda Limonlu Çayı’nın oluşturduğu Limonlu Vadisi ile batıda Göksu Nehri’nin oluşturduğu Göksu Vadisi ile sınırlanmış olan ve sahip olduğu özellikler bakımından önemli doğal alanı olarak tanımlanan Limonlu Havzası içerisinde konumlanmıştır. Bölgenin karakteristik doğal özellikleri kapsamında Akdeniz’e özgü maki toplulukları önemli bir yer tutmaktadır. Alanda baskın olan maki topluluğunu oluşturan türler kermes meşesi, zeytin, keçiboynuzu (harnup), sandal ağacı, defne, keçiboynuzu, sakız ağacı ve mersin'dir. 

Aynı zamanda Astım mağarası ve Cennet-Cehennem obrukları ile flora-fauna açısından önemli habitat alanı olan bölge nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan kelebek türleri ile nesli küresel ölçekte tehlike altından bulunan bitki topluluklarını barındırmaktadır.

Bu kapsamda, örenyeri dahilinde başta defne, keçiboynuzu (harnup) olmak üzere bu türlere sık rastlanmaktadır. Özellikle obruk içerisinde yukarda belirtilen türlerin tanımladığı ağaç ve çalı topluluklarından oluşmuş yoğun bir peyzaj dokusu bulunmaktadır. Sözlü tarih çalışmalarından elde edilen bilgiler ışığında örenyerinin mesken olarak kullanıldığı tarihlerde obruk içerisinde kuru tarım ve meyve yetiştiriciliği yapıldığı anlaşılmıştır.


**

**

**

Örenyerinin arkeolojik potansiyeli; eski Olba Bölgesi’nin tarihi geçmişi ve geçirdiği değişimleri anlatan önemli ve yoğun fiziksel buluntular içermektedir. Bölgenin eski çağlardaki zengin tarımsal aktivitelerine örnek oluşturan zeytinyağı işliği, kaya oyma üzüm tekneleri, sarnıç vb mevcut kalıntılarla zengin bir buluntu içeriği sunmaktadır. Bunun yanısıra yakın bir zamana kadar antik kentin üzerinde yaşamış kırsal yerleşime ait olan ve bugün yörede sayıları giderek azalan yöresel taş mimarinin izleri bulunmaktadır.

Dolayısı ile Kanlıdivane örenyeri sadece içerdiği zengin arkeolojik çeşitliliği ile değil, sahip olduğu kültürel çeşitliği ve birlikteliği ile de önemli bir kültürel miras alanıdır. Bu nedenle, sahip oldukları bütün bu özellikleri ile arkeolojik-doğal-kırsal değerlerin hala bir bütünlük gösterdiği ve yüzlerce yıllık insan-doğa birlikteliğini yansıtan önemli “Kültürel Peyzaj Alanları” olarak tanımlanması gerekmektedir. Alanın sahip olduğu doğal ve arkeolojik özelliklerin yanısıra her yıl düzenlenen Mersin müzik festivallerine evsahipliği yapması nedeniyle sanatsal birliktelik önemi de bulunmaktadır.

Bu değerlendirmeler ışığında alana ilişkin getirilecek koruma yaklaşımlarında bu değerlerin birlikte yaşatılması ve alana gelen ziyaretçilere sunularak bölgenin sahip olduğu zengin doğal-kültürel ve kırsal özellikler hakkında farkındalık yaratılması çok önemlidir.

Bölgede çalışmalarımız hemen başlamış olup, Işıklandırma, Su Şebekesi Bağlanması, Yürüyüş yollarının yapılması, Obruk Kenarına Koruma Bandının yapılmasına hız verilmiştir. Bu Proje bir yıl içinde tamamlanarak ziyaretçilere açılacak.

Bu projenin yapımından sonra Ayaş Kanlıdivaneye gelen turist sayısı onsekizbinden 100 bin civarına gelmesi hedefleniyor. Buralarda bölge halkına yeni geçim kaynakları oluşturularak bölgenin kalkınmasına imkan sağlanacaktır’’ dedi

Başkan Koç ’’Bu süreçte bizleri yalnız bırakmayan Başta Mersin Valimiz Sayın Hasan Basri Güzeloğlu, Erdemli Kaymakamı Sayın İbrahim Özefe’ye ve tüm emeği geçenlere Ayaş halkı adına sonsuz teşekkürler ediyorum’’ dedi.

Mersin Valisi Hasan Güzeloğlu, Mersin Üniversitesi Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanı Prof Dr. Tamer Gök, Mersin Üviversitesi Mimarlık Bölümünden Nida Naycı ve Özel İdare Genel Sekreteri Vedat Güngör, Çevre ve Orman Bölge Müdürü Mustafa Gözükara, Erdemli Kaymakamı İbrahim Özefe ve Ayaş Belediye Başkanı Süleyman Koç katıldı.


Editör: Özkan Mehli



********

Kanlıdivane, (Canytellis, Kanytella

Mersin’in Silifke ilçesindeki antik kent.
Antik Olba Krallığı’nın kutsal yerleşim yeri olan kentin tarihi MÖ 3. yy.a kadar gitmektedir. MS 4. yy.da adı Neapolis olarak değişen kent en parlak dönemini yaşamıştır. Bizans İmparatoru II. Theodosius (M.S 408-450), bu alanda kutsal bir Hristiyanlık merkezi kurmuştur.

Kent, 60 metre derinliğinde geniş bir obruk etrafında kurulmuştur. Doğal bir çöküntü alanı olan bu çukura efsaneye göre Roma çağında suçlular atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği için kente Kanlıdivane denilmiştir. Obruğun içinde divan üzerinde oturan bir kadın ve iki erkek kabartması yer alır. Yağmur sularıyla toprak rengine bulanan bu kabartmalar nedeniyle kente Kanlı Divan denildiği ve zamanla Kanlıdivane’ye dönüştüğü de anlatılır. Merdivenlerle inilen çukurun, büyüklüğünden ötürü tanrısal olduğu düşünülmüş ve kent tarih boyunca dinsel bir merkez olmuştur.

Obruğun etrafında kesme taştan yapılmış bazilikalar, caddeler, kaya mezarları, sarnıçlar, kaya kabartmaları bulunur. Güneybatısında MÖ 2. yy.dan kalma bir kule vardır. Kulenin kitabesinde, Tanrı Zeus için rahip-krallardan Olbalı Tarkyaris'in oğlu Teukros tarafından yaptırıldığı yazmaktadır.

Kentte bulunan üç nekropolden kuzeydekinin en yüksek yerinde Kraliçe Aba'nın kocası ve iki oğlu için yaptırdığı anıtsal mezar bulunur. Obruğun bir kilometre güneybatısındaki Çanakçıkaya mezarları Kilikya İmparatorluğu’nun soylularına aittir ve üzerlerinde bunu belirten rölyefler vardır. Obruğun çevresindeki bazilikalar 4. yy. sonları ile 6. yy. ortaları Bizans dönemi eserleridir.

19. yy. ortalarında Fransız gezgin Victor Langlois tarafından keşfedilen kent, 70’li yıllarda yapılan kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Yöredeki ilk arkeolojik araştırmaları Prof. Dr. Semavi Eyice gerçekleştirmiştir.
Akustiği çok iyi olduğu için günümüzde konserlere ev sahipliği yapmaktadır.


 *****


1 yorum:

  1. birde ayaş halkı tarihi yerlere saygıyı öğrenirse çok güzel tarihi var

    YanıtlaSil

Free Hit Counter