8 bin yıllık aşkın fotoğrafı
8 bin yıl öncesine ait ve sevgili oldukları belirtilen çiftin mezarı bulundu.
Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki Hakemi Use Kazısı'nda günümüzden 8 bin yıl öncesine ait, birbirine sarılı kadın ve erkeğin olduğu ve sevgili oldukları belirtilen bir çiftin mezarı bulundu.
Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan tarihi eserlerin kurtarılması amacıyla Bismil'de süren 9 kazıdan biri olan Hakemi Use Tepesi'ndeki kazılarda, tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sürerken, bereketli Mezopotamya toprakları insanlık tarihiyle özdeş olan aşkın ölümsüzlüğüne bir kez daha tanıklık etti. Kazıda Neolotik (Yeni Taş Çağı) döneme ait mezarda birbirine sarılı ve sevgili oldukları değerlendirilen kadın ve erkek iskeletlerinin bulunduğu mezarın bulunması heyecan yarattı.
Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki Hakemi Use Kazısı'nda günümüzden 8 bin yıl öncesine ait, birbirine sarılı kadın ve erkeğin olduğu ve sevgili oldukları belirtilen bir çiftin mezarı bulundu.
Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan tarihi eserlerin kurtarılması amacıyla Bismil'de süren 9 kazıdan biri olan Hakemi Use Tepesi'ndeki kazılarda, tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sürerken, bereketli Mezopotamya toprakları insanlık tarihiyle özdeş olan aşkın ölümsüzlüğüne bir kez daha tanıklık etti. Kazıda Neolotik (Yeni Taş Çağı) döneme ait mezarda birbirine sarılı ve sevgili oldukları değerlendirilen kadın ve erkek iskeletlerinin bulunduğu mezarın bulunması heyecan yarattı.
Bu mezarın geçen yıl İtalya'nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5000'lere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olduğu bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hakemi Use Tepesi kazısının 2001 yılından bu yana Ilısu Baraj Gölü altında kalma riski olan arkeolojik kültür varlıklarını kurtarma ve belgelemeye yönelik Diyarbakır Arkeoloji Müdürlüğü başkanlığında, Hacettepe Üniversitesi'nden bir ekiple devam ettiğini anımsattı.
Höyüğün kuzey kesiminde Dicle Nehri ile olan bağlantısını anlamaya yönelik başlattıkları çalışmada, ancak 7. sezonunda ana toprağa ulaşma imkanı bulabildiklerini belirten Tekin, burada Neolotik döneme ait özellikle de tarımcı ve köy topluluğunun önemli bir evresini tespit ettiklerini hatırlattı.
İTALYA'DAKİ AŞIKLARDAN BİN YIL DAHA ESKİ
Tekin, Mezopotamya uygarlığının çok önemli bir döneminin varlığını Türkiye sınırları içerisinde tespit ettiklerini, Geç Neolotik Hassuna dönemine ait birbiriyle bütüncül üst üste kurulmuş 5 köyde tespit ettiklerini bunun yaklaşık 200-250 yıllık bir süreci kapsadığını söyledi.
Tekin, bu yılki kazılarda gün ışığına çıkartılan 22 mezardan birinin özellikle çok dikkat çekici olduğunu, kazıda en eski köy kalıntısına ait olan ve bir evin tabanı altında bulunan mezarda yetişkin iki birey saptadıklarını bildirdi.
Yaklaşık MÖ 6 bin 100 tarihlerine ait bu mezardaki iskeletlerin antropologlar tarafından incelenmek üzere Hacettepe Üniversitesine götürüldüğünü belirten Tekin, şöyle konuştu:''Henüz bilimsel çalışmalar sonuçlanmamış olmakla birlikte, otuzlu yaşlarda bir erkek ve yirmili yaşlarda bir kadın, yan yana gömülmüş ve gömme şekillerinden aynı zamanda öldüklerini anlıyoruz. Bireylerin gerçek yaşları ve ölüm nedenleri, geçirdikleri hastalıklar veya belki de ölüm nedenleri bir aşk cinayeti de olabilir.
Bunun gibi ayrıntılı bilgiler çalışmalar sonuçlandıktan sonra netleşecek. Başları Güneydoğuda olan bireylerden erkek olan sırtını kadına dönmüş daha genç olan kadın ise bir elini erkeğin omzuna doğru uzatırken bir bacağını da erkeğin üzerine atmış durumdadır. Geçen yıl İtalya'nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5 binlere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olan Hakemi Use bireylerinin gerek aynı mezar içinde yer almaları, gerekse yatış biçimleri bunların karı-koca veya sevgili olduklarını düşündürmektedir. Bu ön bilgilerin ışığında Hakemi Use çiftini kazılarda saptanmış Dünyanın en eski aşıklarına ait mezar diyebiliriz. Bugüne kadarki kazılarda saptanmış dünyanın en eski aşıklarına ait mezarı bulduk.''
AA
**
1500 yıllık ‘aşk mezarı’ bulundu!
Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyündeki Parion Antik Kenti’ndeki kazılarda, 1500 yıllık olduğu tahmin edilen sevgili mezarı bulundu. Kazı başkanı ve Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cevat Başaran, bu yılki çalışmalar sırasında kentin nekropolünde (mezarlık) ele geçen çok sayıda normal mezarın yanında bir de farklı mezar ortaya çıkarıldığını söyledi. Mezarın geç Roma dönemine ait ve 1500 yıllık olduğunun tahmin edildiğini belirten Başaran, “Birbirine sarılmış durumda 18-25 yaşlarında kadın ve erkek iskelet ortaya çıkarıldı. İskeletler iyi derecede korunmuş. Erkeğin kadına sarılmış olması ise, bunların birbirlerine kavuşamadan öldükleri şeklinde düşünülebilir” dedi.
http://haber.gazetevatan.com/1500-yillik-ask-mezari-bulundu/390230/7/Yasam
5000 Yıllık Aşk...
İtalya'nın kuzeyindeki Valdaro bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda, birbirine sarılmış bir çiftin 5 bin yıllık iskeletleri bulundu.
Arkeologların "Valdaro aşıkları" adını taktıkları iskeletlerin genç yaşta ölen bir adamla, ruhuna eşlik etmesi için öldürülerek onunla birlikte gömülen eşine ait olduğu tahmin ediliyor. Adamın belkemiğinde bir ok, kadının yanında da bir ok başı bulundu.
Kazı ekibinin lideri Elena Menotti, daha önceki kazılarda çok sayıda birbirine sarılmış anne-çocuk iskeletine rastladıklarını ancak ilk kez birbirine sarılmış bir çiftin iskeletini buduklarını söyledi. Menotti, "Bu bulgu beni çok heyecanlandırdı. Tüm İtalya'da çok sayıda kazıya katıldım ancak hiçbiri beni bu kadar heyecanlandırmamıştı" dedi.
Le territoire de l’actuelle province de
Mantoue se présente comme un des plus riches du point de vue archéologique de la
Lombardie.
Les témoignages du passé, surtout de la préhistoire sont conservés au
musée archéologique national qui se trouve
Place du Chàteau. L’àge du bronze avec son matériel provenant du territoire de
Mantoue témoigne de la richesse et de la vie animée de cette surface occupée par un réseau de nombreux hameaux. Ce matériel provient des nécropoles étrusques telle que celle de la
vallée Prati à Pietole où on trouve la preuve du rite de l’incinération où celle de
Roncoferraro où on trouve la preuve du rite de l’inhumation où encore à
Vallona de Ostiglia où l’ on a retrouvé une des rares nécropoles où étaient pratiqués les deux rites.
Avec l’àge du fer, l’archéologie de
Mantoue s’enrichit d’importants objets qui attestent la présence depuis déjà au XI siècle a.C. de la culture vénicienne sur la rive gauche du fleuve
Mincio, avec les tombes véniciennes de
Villimpenta.
Au
V siècle a.C le hameau de
Forcello Bagnolo San Vito fut un important centre du territoire étrusque au nord du
Po. De récentes fouilles permirent de retrouver non seulement des ceramiques mais surtout du matériel, des amphores qui témoignent que dans la région, on importait dès lors du vin et de l’huile de la Méditerrannée orientale, des ceramiques polychromes en pàte de verre de provenance étrusque.
Dans le site archéologique de
Valdaro fut retrouvée en 2007 un e sépulture étrusque néolithique appelée “
les deux amants”. Il se traitait de deux corps enlacés, un homme et une femme inhumés dans un unique tombeau. Une découverte à vrai dire exceptionnelle. En 2009 dans le mème site archéologique fut retrouvé le tombeau du “
Chasseur Orion” et de son chien
Sirius, un témoignage du rapport de fidèlité et de confiance remontant à plus de 5000 ans.
Qu’il s’agisse d’un chasseur on en a la certitude gràce aux flèches lanciforme en silex et à une lame du mème matériel retrouvés sur les lieux. Le chien où loup soit-il était de petite taille probablement un chiot. Cela peut faire penser au mythe grec d’époque successive, selon lequel
Orion excellent chasseur fut tué par
Artémis et fut fixé à jamais dans la voùte céleste par
Zeus avec son chien qui fut peut-ètre sacrifié. On ne le saura jamais comme on ne saura jamais, non plus, la cause de la mort des deux amants.http://guideturistichemantova.it/Francais/?p=17
***
Fethiye‘de 2 Bin 500 Yıllık Kaya Mezarlar "Aşk Kurbanı"
Muğla‘nın Fethiye ilçesindeki tarihi Amintas Kral Mezarları, duvarlara yağlı boyayla yazılan "aşk" cümleleri nedeniyle tanınmaz hale geldi.
Fethiye‘de 2 bin 500 yıllık Likya medeniyetinin görkemini yansıtan tarihi kaya mezarların talanı sürüyor. Çevre şartları kadar definecilerin de zarar verdiği kaya mezarların şimdiki düşmanı ise kendini bilmez aşıklar oldu. Likya medeniyetinin görkemini dünyaya gösteren ve Muğla‘dan başka yerde bire bir örneği bulunmayan tarihi Amintas Kral Mezarı, duvarına yazılan yağlı boya "aşk" mesajları nedeniyle tanınmaz halde. Sadece yaz mevsimlerinde ve mesai saatleri içerisinde bir gişe görevlisinin bulunduğu
Amintas Kral Mezarı‘nın, talan edildiği için şimdilik sadece mezar odası ve sütunları ayakta.
Akşamları tinercilerin ve alkoliklerin uğrak yeri haline geldiği için sık sık şikayet konusu olan kaya mezarlara yazılan yazılardan rahatsız olan vatandaşların buldukları çözüm ise yazılan yazılar kadar kötü. Mezarların duvarlarına yağlı boya ile yazılan yazıları silmek isteyen vatandaşlar yine yağlı boya ile mezar duvarlarını boyuyor.
Fethiye‘deki ve Dalyan‘daki kaya mezarların yok olduğuna dikkat çekerek konuyla ilgili bir çalışma yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Altan Türe, Fethiye‘deki Amintas Kral Mezarlarının Ortaca‘nın Dalyan beldesindeki tarih hazinesi kaya mezarların kaderini paylaştığını söylemişti. Mezarların olumsuz hava, doğa koşulları ve insan eliyle yapılan tahribatın kurbanı olduğunu anlatan Türe, sütunları eriyen, duvarlarına sprey boyayla yazılar yazılan, içi çöplüğe dönen kral mezarlarının kurtarılmasını istemişti.
********