Araş. Gör. Murat Türkteki
Giriş
Kraliçe Maria Amalia Christine'in eski eserlere olan ilgisi, daha doğrusu antika merakı sayesinde 1748 yılında Pompei'de ilk kazılar başlamıştır. Bu kazılarla birlikte Avrupa'lı aristokratların antika eser edinme tutkusu ilk arkeolojik kazıların da başlamasına neden olmuştur. İtalya'da Vezüv yanardağının yakınlarındaki Pompei ve Herculaneum kazılarından ele geçirilen buluntular, J.J. Winckelmann tarafından yayınlanmış ve böylece arkeoloji biliminin de temelleri atılmıştır. Avrupa'lı aristokratların önceleri gösteriş merakıyla, sadece eser toplama amacına yönelik bu kazıların ardından, gözlerini Önasya'ya çevirmeleriyle birlikte Pompei kazılarından yaklaşık bir asır sonra öncelikle Mezopotamya'da bugünkü Irak sınırları içerisinde bulunan bölgede ilk kazılar başlar.
Mezopotamya Haritası (Kaynak Oriental Institute)
Ninive Kazısı
Bölgedeki ilk kazı Ninive ve yakınındaki Khorsabad kazılarıdır. Fransız Paul-Emile Botta (1802-1870) tarafından 1842'de başlatılan kazılara, daha sonra İngiliz Henry Layard (1817-1894) devam etmiştir.
Ninive surundan bir görünüm
Ninive kazıları sırasında aynı zamanda Akad Kralı II.Sargon'un Khorsabad'daki sarayı da kazılmıştır. H. Layard'ın ardından kazıları 1852 yılından itibaren Hormuzd Rassam sürdürmüştür. Yerleşmede Assur ve Akkad dönemlerine ve IV. Binyıla ait bulgular ortaya çıkarılmıştır.
Ninive'nin kuzeydoğusunda yer alan Khorsabad'daki kazı alanından bir görünüm
(Kaynak Oriental Institute)
Akkad Kralı Sargon'a ya da Naram-Sin'e ait olduğu düşünülen ve Ninive'de ele geçirilmiş tunç başlık
Nimrud Kazısı
Bugünkü Musul şehrinin 30 km kadar güneyinde Dicle Irmağı kıyısında yer alan Nimrud'da, H. Layard tarafından 1845-1852 yılları arasında kazılar gerçekleştirilmiştir. Assur krallığı ve Akkad Dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir.
Nimrud şehri hava fotoğrafı
Nimrud sfenksli giriş*
Nimrud Assur Dönemi ortostatları
Assur Kazısı
Musul'un 100 km kadar güneyinde bulunan ve Assur Krallığı'nın başkenti olan yerleşmedeki arkeolojik kazılar, İngiliz Austen Layard tarafından, 1847 yılında başlanmış daha sonra Alman Walter Andrae tarafından devam ettirilmiştir. Assur kentinde en son 2001 yılında Alman bir ekip tarafından kazılar gerçekleştirilmiştir.
Assur Kenti*
Assur kenti 2001 yılı kazılarından bir görünüm (Kaynak:www.assur.de)
Tello Kazısı
Mezopotamya'nın güneyinde Dicle ile Fırat'ın birleştiği noktada yer alan Tello'da (Lagaş) kazılar Fransız Ernest de Sansec tarafından 1877-1881 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Özellikle Sümer dönemi'ne ait bulgular ortaya çıkarılmıştır.
Tello (Lagaş) yerleşmesi
Tello (Lagaş) Kazı alanından bir görünüm
Tello (Lagaş)
Nippur Kazısı
Güney Mezopotamya'da Fırat ve Dicle Irmaklarını arasında bulunan yerleşmenin kazıları, Pennsylvania Üniversitesi adına John P. Peters tarafından 1888-1900 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. III. Ur Sülalesi, Sümer ve Babil dönemlerinde yerleşim görmüştür.
Nippur şehri görünümüFırat'ın eski bir yatağının her iki kıyısını da içine alan şehir arazisi, aslında bataklık bir alan olmasına rağmen üst üste gelen yerleşimleriyle devamlı bir yerleşme haline gelmiştir.
Nippur kazılarından bir görünüm
Mezopotamya'nın, özellikle Irak bölgesinin dışında da kazılar yapılmıştır. Filistin bölgesinde 1891-1893 yılları arasında Kudüs'te İngiliz Frederic Bliss tarafından kazılar gerçekleştirilmiştir.
Babil Kazısı
Fırat'ın doğu kıyısında bulundan Babil şehri 16.Yüzyıl'dan itibaren bilinmektedir. İlk defa C. S. Rich 1811-1817 yılları arasında, daha sonra A. H. Layard 1850'de kazılar yapmışlardır. Ardından 1851-1854 yılları arasında Oppert başkanlığı'ndaki Fransız ekip tarafından çalışmalar devam ettirilmiştir. Ancak Babil'deki ilk sistemli kazılar Alman Robert Koldewey tarafından 1898-1912 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Şehrin ilk kuruluşu Babil Krallığı öncesine dayanmakla birlikte yazılı kaynaklarda MÖ.VI. yüzyıldan itibaren rastlanır.
1 Nisan 1902'de İştar Kapısının Ortaya Çıkarılışının ilk günü
12 m yüksekliğindeki İştar Kapısı'nın dışında şehrinin 7 kapısı daha olduğu bilinmektedir.
İştar Kapısı üzerindeki hayvan betimleri
Jericho (Eriha) Kazıları
Ürdün'de, Şeria Irmağı'nın vadisinde, Lut gölünün kuzey ucunda bulunan yerleşmede 1867, 1930, 1963 yıllarında İngilizler (J.Garstang), 1952-1956 K.Kenyon ve E. Sellin tarafından 1907-1911 yılları arasında kazılar yapılmıştır. MÖ. VII. binyıl'dan itibaren yerleşilmiştir.
Jericho yerleşmesinin havadan görünümü
Jericho'dan Neolitik Döneme tarihlenen kule
Tell Halaf Kazıları
Habur nehri'nin kıyısnda yer alan Tell Halaf'ta Alman Max Freiherr von Oppenheim tarafından 1907-1913 yılları arasında kazılar gerçekleştirilmiştir. Kalkolitik döneme tarihlenen ve Kuzey Suriye ve Mezopotamya'da yayılmış olan kültüre ait ilk bulgular burada ele geçirildiğinden, kültürün adı da Halaf Kültürü olarak bilinmektedir.
Halaf Kazıları'ndan bir görünüm
Halaf Kültürü'nin karakteristik çanak çömleği
Halaf yuvarlak planlı yapı
Önasya'da gerçekleştirilen diğer kazılar
Kudüs Kazıları: İngiliz Frederic Bliss, 1891-1893 yılları arasında kazılar yapılmıştır.
Tell Cezir: İngiliz Macalister tarafından 1899-1909 yılları arasında kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Baalbek Kazıları: Alman arkeologlar Puchstein ve Schulz tarafından 1900-1905 yılları arasında kazılar gerçekleştirilmiştir.
Tell Tanek: Avusturyalı E.Sellin tarafından 1901-1904 yıllarında kazı çalışmalar yapılmıştır.
Fara Kazısı: 1902 yılında Berlin Müzesi müdürlerinden Delitzch tarafından hem Fara hem de Ebulhatab da kazı gerçekleştirilmiştir
Mşatta: 1902 yılında Alman arkeoloji heyeti tarafından Tell Mütesellim ve Hirbet Ül Lecnan: Alman Schumacher tarafından 1903-1904 yıllarında gerçekleştirilmiştir.
Bismaya Kazısı: Chicago Üniversitesi adına E.J Banks 1904 yılında kazılara başlamış ardından R.F Harper 1905 yılında kazılara devam etmiştir.
Samarra Kazısı: Alman Sarre tarafından 1911 ile 1913 yılları arasında gerçekleştirilmiştir
Ahimer Kazıları: Fransız Genoouillac tarafından 1911-1912 yıllarında kazılar yapılmıştır.
Balata Kazıları: E.Sellin tarafından 1912-1913 yıllarında kazı çalışmaları yapılmıştır.
Söz konusu tüm bu çalışmalar aslında eskiyi anlamak ya da aydınlatmaya çalışmaktan çok, eser toplamaya yönelikti. Böylece özellikle Mezopotamya'dan çok sayıda eser ele geçirilerek önce Avrupalı koleksiyonculara, daha sonra ise bugün çok sayıda eser barındıran büyük müzelere taşındı. Ancak bu ilk kazılar her ne kadar büyük tahribatlara yol açmışsa da, arkeolojik kazı sistemlerinin geliştirilmesine ve bugün çok sayıda bilim dalı ile birlikte yürütülen kazı ve kazı sonrası çalışmalarının ortaya çıkarılmasının da yolunu açmıştır.
http://turkinst.org/tr/dosyalar/onasyailkkazilar/index.htm
****************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder