Sayfalar

8 Ocak 2012 Pazar

Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi





VENEDİK TÜZÜĞÜ

( Mayıs 1964 )
TANIMLAR


Madde 1 :
Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir gelişmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar. Bu kavram yalnız büyük sanat eserlerini değil, ayrıca zamanla kültürel anlam kazanmış daha basit eserleri de kapsar.


Madde 2 :
Anıtların korunması ve onarımı için,mimari mirasın incelenmesine ve korunmasına yardımcı olabilecek bütün bilim ve tekniklerden yararlanılmalıdır.


AMAÇ

Madde 3 : Anıtların korunmasında ve onarılmasındaki amaç, onları bir sanat eseri olduğu kadar, bir tarihi belge olarak da korumaktır.


KORUMA

Madde 4 : Anıtların korunmasındaki temel tutum, korumanın kalıcı olması, sürekliliğin sağlanmasıdır.


Madde 5 : Anıtların korunması, her zaman onları herhangi bir yararlı toplumsal amaç için kullanmakla kolaylaştırılabilir. Bunun için bu tür kullanma arzu edilebilir, fakat bu nedenle yapının planı, ya da bezemeleri değiştirilmemelidir. Ancak bu sınırlar içinde yeni işlevin gerektirdiği değişiklik tasarlanabilir ve buna izin verilebilir.


Madde 6 :
Anıtın korunması, ölçeği dışına taşmamak koşuluyla çevresinin de bakımını içine almalıdır. Kütle ve renk ilişkilerini değiştirecek hiçbir yeni eklentiye, yok etmeye, ya da değiştirmeye izin verilmemelidir.


Madde 7 : Bir anıt, tanıklık ettiği tarihin içinde bulunduğu ortamın ayrılmaz bir parçasıdır. Anıtın tümünün, ya da bir parçasının başka bir yere taşınmasına - anıtın korunması bunun gerektirdiği, ya da çok önemli ulusal veya uluslar arası çıkarların bulunduğu durumlar dışında - izin verilmemelidir.


Madde 8 : Anıtın tamamlayıcı öğeleri sayılan heykel, resim gibi süslemeler, ancak bunları korumanın başka çaresi yoksa kaldırılabilir.


ONARIM


Madde 9 :
Onarım uzmanlık gerektiren bir iştir. Amacı anıtın estetik ve tarihi değerlerini korumak ve ortaya çıkarmaktır. Onarım kendine temel olarak aldığı özgün malzeme ile güvenilir belgelere saygıyla bağlanır. Faraziyelerin başladığı yerde onarım durmalıdır; yapılması gerekli herhangi bir eklemenin mimari kompozisyondan farkı anlaşabilmeli ve gününün damgasını taşımalıdır. Herhangi bir onarım işine başlamadan önce ve bittikten sonra, anıtın arkeolojik ve tarihi bir incelemesi yapılmalıdır.


Madde 10 :
Geleneksel tekniklerin yetersiz kaldığı yerlerde, koruma ve inşa için bilimsel verilerle ve deneylerle geçerliliği saptanmış herhangi çağdaş bir teknik kullanılarak anıt sağlamlaştırılabilir.


Madde 11 : Anıta mal edilmiş farklı dönemlerin geçerli katkıları saygı görmelidir; zira onarımın amacı üslup birliği değildir. Bir anıt üst üste çeşitli dönemlerin izlerini taşıyorsa, alttaki dönemleri açığa çıkarmak ancak bazı özel durumlarda - yok edilen malzemenin önemi azsa, açığa çıkarılan malzeme büyük tarihi, arkeolojik, ya da estetik değer taşıyorsa ve korunma durumu böyle bir davranışı gerekli gösterecek kadar iyi ise haklı çıkarılabilir. İlgili unsurların öneminin değerlendirilmesi ile ilgili yargıyı ve neyin yok edileceği üzerinde kararı vermek, sadece bu işi üzerine almış kimseye bırakılamaz.


Madde 12 : Eksik kısımlar tamamlanırken, bütünle uyumlu bir şekilde bağdaştırılmalıdır; fakat bu onarımın, aynı zamanda sanatsal ve tarihi tanıklığı yanlış bir biçimde yansıtmaması için, özgünden ayırt edilebilecek bir şekilde yapılması gereklidir.


Madde 13 : Eklemelere, ancak yapının ilgi çekici bölümlerine, geleneksel konumuna, kompozisyonuna, dengesine ve çevresiyle olan bağıntısına zarar gelmediği durumlarda izin verilebilir.


TARİHİ YERLER

Madde 14 : Anıtların bulundukları yerler, bütünlüğün korunması, sağlıklı kılınıp, yaşanır şekilde ortaya konması için özel bir dikkat gerektirir. Böyle yerlerde yapılacak koruma ve onarım çalışmalarında, daha önceki maddelerde açıklanan ilkelerden esinlenilmelidir.


KAZILAR

Madde 15 : Kazılar 1956 yılında UNESCO tarafından kabul edilmiş arkeolojik kazılarda uygulanması istenilen uluslar arası ilkelerle tanımlanan kararlara ve bilimsel standartlara uygun olarak yapılmalıdır.


Yıkıntılar korunmalı, mimari unsurların ve buluntuların sürekli olarak korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bundan başka, anıtın anlaşılmasını kolaylaştıracak ve anlamını hiç bozmadan açığa çıkartacak her çareye başvurulmalıdır.


Bütün yeniden inşa işlemlerinden peşinen vazgeçilmelidir. Yalnız anastylosis'e yani mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların biraraya getirilmesine izin verilebilir. Birleştirmede kullanılan madde her zaman ayırt edilebilecek bir nitelikte olmalı ve bu anıtın korunmasını sağlamak ve eski haline getirmek için mümkün olduğunca az kullanılmalıdır.


YAYIN

Madde 16 : Bütün koruma, onarım ve kazı işlerinde her zaman çizim ve fotoğraflarla açıklık kazanmış çözüm getirici ve eleştirici raporlar halinde kesin belgeler hazırlanmalıdır.

Temizlemenin, sağlamlaştırmanın, yeniden düzenlemenin ve birleştirmenin her safhası - çalışma sırasında ortaya çıkan, tanımlanmış biçimsel ve teknik özellikler göz önünde tutularak - raporda gösterilmelidir. Bu belgeler bir resmi kurumun arşivine konmalı ve araştırıcılar bundan yararlanabilmelidir. Bu raporların yayınlanması tavsiye edilir.



****



 

ICOMOS Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi Tüzüğü
1990




GİRİŞ

İnsan topluluklarının kökenleri ve gelişimleri hakkında bilgilenmenin ve onları anlamanın, insanlığın kültürel ve sosyal köklerini tanımak bakımından çok önemli olduğu genel kabul görmektedir.

Arkeolojik miras, geçmişteki insan etkinliklerinin temel belgesini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, arkeolog ve diğer bilim adamlarının onu günümüz ve gelecek kuşakların yararına incelemesi ve yorumlayabilmesi için  korunması ve doğru yönetimi şarttır.

Bu mirasın korunması yalnız arkeolojik tekniklerin uygulanması   ile başarılamaz. Daha geniş mesleki ve bilimsel birikime, becerilere gerek vardır. Arkeolojik mirasın bir bölümü mimari yapıtlardır ve mimari miras  kapsamına giren kalıntılar 1964 tarihli Anıtların ve Sitlerin Korunmasıyla ilgili Venedik Tüzüğü’ne göre korunmalıdır. Arkeolojik mirasın diğer ögeleri yerel halkın yaşayan geleneklerinin parçasını oluşturur; bu tür yerler ve anıtların korunmaları ve yaşatılabilmeleri için yörenin kültürel guruplarının katılımı gereklidir.

Bu ve başka nedenler dolayısıyla, arkeolojik mirasın korunması birçok disiplinin uzmanlarının  etkin işbirliğine dayandırılmalıdır. Ayrıca devlet yetkilileri, akademik araştırmacılar, özel veya kamu girişimcileri ile halk arasında işbirliği gerekir. Bu tüzükle arkeolojik mirasın yönetiminin değişik yönlerine ilişkin ilkeler ortaya konulmaktadır. Bunlar arasında kamu yöneticilerinin ve yasa koyucularının sorumlulukları, envanterleme süreçlerinin gerektirdiği mesleki yetenekler, belgeleme, kazı, araştırma, sürekli bakım, koruma, yeniden yapım, bilgi verme, sunuş, halkın erişimi ve kültür mirasının kullanılması ile arkeolojik mirasın korunmasında görev alacak meslek adamlarının nitelikleri yer almaktadır.

Bu tüzük hükümetler kadar bilim adamı ve uzmanların koruma politika ve uygulamalarına yol gösterici ve fikir kaynağı olan Venedik Tüzüğü’nün  başarısından esinlenerek hazırlanmıştır.

Tüzük evrensel geçerliliği olan temel ilkeleri ve yol gösterici kuralları yansıtmalıdır. Bu nedenle dar bölgelerin ve ülkelerin özel sorunlarını ve olasılıklarını ele alamaz. Bu tür ihtiyaçları karşılamak için, tüzük bölgesel ve ulusal düzeyde ek ilkeler ve yönlendirici kurallarla desteklenmelidir.


MADDE 1. TANIM VE GİRİŞ

 “Arkeolojik miras” temel verileri   arkeolojik yöntemlerle ele edilen maddi mirastır. İnsan varlığının her tür  izini kapsar ve her tür insan etkinliğini yansıtan yerleri, terk edilmiş yapıları,  toprak  ve su altındaki sitler de dahil olmak üzere  her tür kalıntıyı, bunlarla ilişkili taşınabilir  tüm kültürel malzemeyi içerir.


MADDE 2. BÜTÜNLEŞİK KORUMA POLİTİKALARI

Arkeolojik miras hassas ve yenilenemeyen bir kültürel kaynaktır. Arkeolojik mirasın yokoluşunu en aza indirmek için arazi kullanımları  denetlenmeli ve geliştirilmelidir.

Arkeolojik mirasın korunmasıyla ilgili politikalar arazi kullanımı, gelişme ve planlama kadar kültürel, çevresel ve eğitim politikalarının önemli bir bileşeni olmalıdır. Arkeolojik mirasın korunmasıyla ilgili politikalar sürekli olarak gözden geçirilmeli, güncel tutulmalıdır. Arkeolojik rezerv alanlarının yaratılması bu tür politikaların parçası olmalıdır.

Arkeolojik mirasın korunması uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel düzeydeki planlama politikalarıyla bütünleştirilmelidir.
Halkın etkin katılımı arkeolojik mirasın korunması  ile ilgili politikaların bir parçası olmalıdır. Karar vermek için bu gereklidir. Halka bilgi verilmesi bütünleşik korumanın önemli bir bileşenidir.


MADDE 3. YASA VE EKONOMİ

Arkeolojik mirasın korunması bütün insanlar için  ahlaki bir  görev olarak ele alınmalıdır. Bu aynı zamanda ortak bir toplumsal sorumluluktur. Bu yükümlülük ilgili yasalarda yer almalı ve arkeolojik mirasın etkin yönetimi için gerekli maddi kaynaklar   sağlanmalıdır.

Arkeolojik miras bütün insanlığın malıdır. Dolayısıyla korunması için gerekli kaynağın sağlanması her ülkenin görevi olmalıdır.

Yasalar her ülkenin ve bölgenin gereklerine, tarihine ve geleneklerine uygun olarak arkeolojik mirasa yerinde koruma ve araştırılma olanağı sağlamalıdır. 

Yasalar arkeolojik mirasın bütün insanlığın ve halk topluluklarının mirası olduğu kavramından hareket etmeli, tek bir kişi veya ulusa bağlanarak sınırlandırılmamalıdır.

Yasalar ilgili arkeolojik mercinin kararı olmadan  anıt ve sitlerle   çevrelerinin değişiklik  yapılarak yok edilmesini,  zedelenmesini veya  bozulmasını  engellemelidir.

Arkeolojik mirasın yok edilmesine izin verildiği durumlarda, yasalar tam bir arkeolojik araştırma ve belgeleme istemelidir.

Yasalar arkeolojik mirasın bakım yönetim ve korunmasını istemeli ve kaynak sunmalıdır. Arkeolojik miras yasalarının çignenmesi durumunda, yapılacak yasal işlemler tanımlanmalıdır.

Eğer yasalar arkeolojik mirasın yalnız tescil edilmiş bölümlerini koruyorsa, henüz tescil edilmemiş   veya yeni bulunmuş anıt ve sitlere , arkeolojik değerlendirilmeleri yapılıncaya kadar geçici koruma sağlayacak olanak sağlanmalıdır.

Bayındırlık projeleri arkeolojik miras için en büyük tehditlerden birini oluşturmaktadır. Bu nedenle, uygulama projelerine geçilmeden önce arkeolojik etkilenme araştırmalarının yapılması  zorunluluğu getirilmeli, bu tür araştırmaların maliyetlerinin proje masraflarına eklenmesi koşulu,  yasaya konulmalıdır. Bayındırlık projelerinin arkeolojik mirasa en az zarar verecek şekilde planlanması gereği yasanın temel ilkelerinden biri olmalıdır.


MADDE 4. BELGELEME


Arkeolojik mirasın korunması onun içeriği ve niteliği hakkında mümkün olabilecek en ayrıntılı bilgiye dayandırılmalıdır. Arkeolojik kaynakları genel olarak gözden geçirmek koruma stratejisi geliştirmek için gerekli bir araçtır. Bu nedenle, arkeolojik mirasın korunması ve yönetiminde temel görev arkeolojik araştırma olmalıdır.

Envanterler de, bilimsel çalışma ve araştırma için temel veri tabanını oluştururlar. Envanter hazırlanması sürekli ve dinamik bir süreç olarak düşünülmelidir. Yüzeysel bir bilgi dahi koruma önlemleri alınması için bir başlangıç noktası oluşturabileceğinden, envanterler değişik önem ve güvenilirlik düzeylerinde bilgiler içermelidirler.


MADDE 5. ARAŞTIRMA

Arkeolojik bilgi temelde arkeolojik mirasın bilimsel araştırmasına dayanır. Bu araştırmalar zarar vermeyen tekniklerden, örnek alma ve  kazıya kadar değişen yöntemleri kapsar.

Arkeolojik miras hakkında bilgi toplama işlemi sırasında, araştırmanın hedefi olan arkeolojik verilerin yok edilmemesi temel ilke olmalıdır; müdahaleler araştırmanın korumaya yönelik yönü veya bilimsel bakımdan gerekli olanla sınırlı kalmalıdır. Dolayısıyla arkeolojik alanın tümünü kazmak yerine, mümkün olabildiğince zarar vermeyen tekniklerle araştırma, yerden ve havadan belgeleme ve örnek alma yöntemleri teşvik edilmelidir.

Belgelenecek ve korunacak veriler arasında bir tercih yapma zorunluluğunu ortaya koyduğu, hatta bazen bir anıtın tümüyle ortadan kalkmasına neden olabildiği  için,  kazı  yapma kararı , durum ayrıntılı olarak gözden geçirdikten sonra ele alınmalıdır.

Kazılar  kentsel büyüme, arazi kullanımı değişimi, soygun ve doğal  bozulma gibi etkenlerden zarar gören anıt ve  sitlerde yapılmalıdır.

Ender durumlarda, tehlike altında olmayan sitlerde de kazı yapılabilir. Burada amaç   araştırma sorunlarına açıklık getirmek veya onları halka daha iyi  sunabilmektir. Bu gibi durumlarda kazı öncesinde sitin önemi ayrıntılı olarak bilimsel değerlendirmeden geçirilmelidir. Kazı kısmi olmalı, gelecekteki araştırmalar için dokunulmamış bir kısım  bırakılmalıdır.

Kazı tamamlandıktan makul bir süre sonra, belirli bir standarda göre hazırlanacak  kazı raporuyla  araştırmanın sonuçları bilim dünyasına duyurulmalı ve rapor ilgili arşive konulmalıdır.

Kazılar UNESCO’nun 1956 tarihli Arkeolojik Kazılarda Uygulanması Önerilen Uluslararası İlkeler’ine ve kabul edilmiş uluslararası ve ulusal mesleki standartlara uygun olarak yürütülmelidir.


MADDE 6. BAKIM VE KORUMA

Arkeolojik miras yönetiminin genel hedefi, bütün ilgili belge ve koleksiyonların da uzun vadeli koruma ve bakımını sağlayarak, anıt ve sitleri yerinde korumak olmalıdır. Bu mirasın bazı ögelerinin yeni konumlara taşınması mirası özgün ortamında koruma kuralının çiğnenmesi anlamına gelir.

Bu ilke sürekli bakım, koruma ve yönetime olan gereksinimi vurgulamakta, ayrıca eğer kazıdan sonra gerekli bakım ve yönetim sağlanamayacaksa, arkeolojik mirasın kazılarak ortaya çıkarılmamasını ve çıkarıldıktan sonra  her türlü etkene açık bırakılmaması gerekliliğini hatırlatmaktadır.

Arkeolojik mirasın korunmasını teşvik için yerel ilgi ve katılım etkin olarak araştırılmalı ve desteklenmelidir. Bu ilke özellikle yerli halkın ve yöresel kültür guruplarının mirası söz konusu olduğunda önemlidir. Bazı durumlarda anıt ve sitlerin korunmasını ve yönetimini yerli halka bırakmak doğru olabilir.

Kaynakların kısıtlı olmasına bağlı olarak, etkin bakımda seçmeci davranmak gerekebilir. Bu durumda yalnız önemli ve gösterişli anıtlarla sınırlı kalınmamalı, anıt ve sitlerin  önem ve temsili karakterleri bilimsel olarak değerlendirilerek, değişik türleri içeren örneklere uygulanmalıdır.   

UNESCO’nun 1956 tarihli tavsiyelerinin arkeolojik mirasın bakım ve korunmasıyla ilgili ilkeleri uygulanmalıdır.


MADDE 7. SUNUŞ, BİLGİ, YENİDEN YAPIM

Arkeolojik mirasın halka sunulması, çağdaş toplumların kökenlerinin ve gelişimlerinin anlaşılmasına yardım eden önemli bir yöntemdir. Bu aynı zamanda onun korunması gerekliliğinin anlaşılmasına da yardım eden en iyi araçtır.

Sunuş ve bilgi verilmesi mevcut bilimsel verilerin popüler bir yorumu olarak ele alınmalı ve bu nedenle sürekli güncelleştirilmelidir. Sunuşta, geçmişi anlama yaklaşımlarının çok yönlülüğünün gözetilmesi gerekir.

Yeniden yapımlar deneysel araştırma ve yorum gibi iki önemli işleve hizmet ederler. Mevcut arkeolojik verilere zarar vermemeleri için çok özenle yapılmalı; özgün nitelikleri yakalayabilmek için bütün kaynaklarda mevcut bilgilerden yararlanılmalıdır.

Mümkün ve uygun olduğunda, yeniden yapımlar doğrudan arkeolojik kalıntılar üstünde yapılmamalı; yeniden yapım oldukları anlaşılabilmelidir . 


MADDE 8. MESLEKİ NİTELİKLER

Arkeolojik mirasın yönetiminde birçok disiplinden yüksek akademik standartlara sahip kişilere gerek vardır. Dolayısıyla   ilgili alanlarda yeterli sayıda nitelikli uzman yetiştirilmesi her ülkenin eğitim politikalarının önemli bir hedefi olmalıdır. Çok özel alanlarda uzman yetiştirilmesi uluslararası işbirliği gerektirmektedir. Uzman eğitimi ve  davranışı  konusunda standartlar oluşturulmalı ve bunlar korunmalıdır.

Üniversitelerdeki  arkeoloji eğitiminin amacı belirlenirken , koruma politikalarında vurgunun kazıdan yerinde korumaya doğru değiştiği gözönüne alınmalıdır. Ayrıca, arkeolojik mirasın korunması ve anlaşılmasında yerel halkın  tarihinin araştırılmasının anıt ve sitleri araştırmak kadar önemli olduğu dikkate alınmalıdır.

Arkeolojik mirasın korunması sürekli, dinamik bir gelişim sürecidir. Dolayısıyla bu alanda çalışan uzmanların bilgilerini güncelleştirmeleri için zaman verilmelidir. Arkeolojik mirasın korunması ve yönetimi konusunu vurgulayan yüksek lisans programları geliştirilmelidir.


MADDE 9. ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ

Arkeolojik miras bütün insanlığın ortak mirasıdır. Bu nedenle yönetiminde standartlar geliştirilmesi ve onlara uyulması için uluslararası işbirliği gereklidir.

Arkeolojik miras yönetimi konusunda çalışan uzmanlar arasında bilgi ve deneyim alışverişi için uluslararası mekanizmalar oluşturulmasına acil olarak ihtiyaç vardır. Bu amaçla evrensel ve bölgesel düzeyde konferanslar, seminerler, kurslar ve benzerleri düzenlenmesine ve bölgesel lisansüstü eğitim merkezleri oluşturulmasına  gerek vardır. Uzman gurupları aracılığıyla ICOMOS orta ve uzun vadede bu yönde çalışmalar yapmalıdır.

Arkeolojik miras yönetimi standartlarının geliştirilmesi yönünde bir araç olmak üzere, uluslar arasında uzman değişimi konusu da geliştirilmelidir.

ICOMOS’un gözetiminde, arkeolojik miras yönetimi konusunda teknik yardım programları geliştirilmelidir.

ICOMOS’un uzman komitelerinden Arkeolojik Miras Yönetimi Uluslararası Komitesi (ICAHM) tarafından hazırlanan bu tüzük, Ekim 1990’da İsviçre’nin Lozan kentinde toplanan ICOMOS Genel Kurulu tarafından onaylanarak kabul edilmiştir.


Çeviri: Zeynep Ahunbay, 2002


---------------------


ICOMOS ÜYELERİ İÇİN ETİK YÜKÜMLÜLÜKLER BELGESİ

Kasım 2002’de Madrid’de yapılan 13. ICOMOS Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir.




ÖNSÖZ


1965 yılında  bir sivil toplum örgütü olarak kurulan  Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS, dünya kültür mirasının onarım, koruma ve değerlendirilmesinde kullanılan kuram, yöntem ve bilimsel tekniklerin  geliştirilmesine çalışmaktadır.

ICOMOS UNESCO’ya ve Dünya Mirası Sözleşmesi’nin uygulanmasında Dünya Mirası Komitesi’ne  danışmanlık yapan  bir kuruluştur. 


Dünya kültürel mirası, anıtsaldan yöresele kadar uzanan bir yelpaze içinde yer alan anıt ve  sitlerin yanı sıra,  sosyal gelenekleri yansıtan değerleriyle kültürel peyzajları ve cemaatlerin  önem verdiği  tekil sitleri kapsamaktadır.

ICOMOS, kültür mirasının korunmasını, günümüz kuşaklarının sorumluluğu ve ayrıcalığı olduğu kadar, gelecek kuşakların da sorumluluğu ve hakkı olarak değerlendirmektedir.

Üyeleri değişik alanlarda çalışmakta, yerel topluluklarla ilişkiye girmekte ve kültür mirasının korunmasının bölgesel gelişmeye yaptığı ekonomik katkıyı takdir etmektedir.

ICOMOS Etik Yükümlülük Belgesi’nin amacı, koruma uygulamaları  yapan ICOMOS üyeleri, meslek adamları ve topluluklar için yararlı olabilecek etik ilkeleri ve kuralları geliştirmek ve açıklığa kavuşturmaktır.

Etik Yükümlülükler Belgesi altı yılda bir gözden geçirilecektir.

Madde 1:
ICOMOS üyeleri , ICOMOS tüzük ve kuramları, ilgili uluslararası sözleşmeler (1), UNESCO tavsiye kararları ve ICOMOS’un yasal olarak bağlı olduğu kural ve tüzükler  çerçevesinde hareket etmek ve mesleki görüş belirtmekle yükümlüdürler.

Madde 2:
Her ICOMOS üyesinin temel görevi  anıt, sit ve tarihi alanların kültürel önemlerini yitirmeden, geçmişin güvenilir bir belgesi olarak korunmasını savunmak, sadece gerekli olduğu kadar müdahale etmek, bakım yapmak ve  sürmekte olan özgün kullanımları desteklemek, olumsuz etki yapacak girişimlerden kaçınmaktır. Özgünlüğü ve bütünlüğü  korumak, kültür varlığını önemine yakışır bir biçimde sunmak ve yorumlamak, kapsamlı, bütünsel, dinamik ve çoğu kez disiplinlerarası bir yaklaşım gerektirir. Kültür varlıklarının korunmasının yerel ve evrensel gelişmedeki tarihi ve ekonomik rolünün kabul edilmesini gerektirir.


Madde 3:
ICOMOS üyeleri değişik gruplar ve topluluklar için farklı anlamlar taşıyan ve insanlık kültürünü zenginleştiren anıt , yer ve sitlerin  somut ve soyut değerlerine saygı gösterirler. Üyeler anıt, sit ve özel yerlerle ilgili kişi veya toplumlarla işbirliği yaparak, yöre halkının koruma çalışmalarına katılımını yüreklendirir; değişik kültürel değerlerin bir arada var olmalarını kabul eder, saygı gösterir ve desteklerler.

Madde 4:
ICOMOS üyeleri çağdaş koruma felsefesi, uygulama ve teknikler, yasal düzenlemeler  konusundaki bilgilerini güncelleştirmeli, uygun olduğunda bilgi ve deneyim alışverişi yardımıyla (müşteri veya işverenin özel haklarını gözetmek koşuluyla) kendilerini geliştirmelidirler. ICOMOS üyeleri kendi öğrenim veya çalışma alanlarıyla  ilgili meslek odalarına üye olabilir ve onların tüzük ve disiplin kurallarına uyarlar.

Madde 5:
ICOMOS üyeleri, halkın kültürel miras konusunda bilinçlendirilmesi, kültürel miras konusunda ilgi uyandırılması, anıtlara giriş olanağı sağlanması, maddi destek bulunması, bilinçli tartışma ortamı ve eğitim programları oluşturulması ile uluslararası bilgi değişimi konularında katkı sağlarlar. Koruma felsefesinin, standart ve yöntemlerinin daha geniş kitlelerce kavranmasına yardımcı olacak iyi uygulamalarla meslekdaşlarını  destekler, genç meslekdaşlarına  yol gösterirler. ICOMOS komiteleri çeşitli mesleklerden yeterli deneyime sahip,  çalışmaları korumaya  yönelik üyelere açıktır.

Madde 6:
ICOMOS üyeleri birçok koruma projesinin çeşitli meslek adamları, teknisyenler, yöneticiler, zenaatkârlar ve halkın birlikte çalıştığı, disiplinlerarası bir yaklaşım   gerektirdiğini bilirler.

Madde 7:
ICOMOS üyeleri koruma kararlarını yeterli bilgi ve araştırma  sonucunda, bütün seçenekleri değerlendirerek alırlar ve seçimleri haklı gerekçelere dayanır.

ICOMOS üyeleri sorumlu oldukları tüm koruma projelerinde, koruma süreci ve işlemlerle (teşhis, izleme, yönetim yöntemleri, koruyucu önlemler ve koruma uygulamasının aşamalarını kapsayacak biçimde) ilgili tam, dayanıklı ve ulaşılabilir kayıtlar tutulmasını sağlarlar. Bu tür belgeler, eğer ülke koşulları elveriyorsa ve  müşteri/işveren ilişkileri, güvenlik ve gizlilik açısından bir sorun yoksa, ulusal kütüphane gibi sürekliliği olan bir arşive konulmalı ve  kolayca  ulaşılabilir olmalıdır.

Madde 8:
Anıtlar, sitler ve diğer kültür değeri taşıyan yerleri tehdit eden bir tehlike veya acil durum söz konusu olduğunda, ICOMOS üyeleri, kendi yaşamlarını tehlikeye atmadan, her türlü yardımı sağlamaya çalışırlar.

Madde 9:
ICOMOS üyeleri kişi olarak ve meslek adamı  nitelikleriyle toplum içinde saygın kişilerdir; verdikleri tavsiyeler, sağladıkları bilgiler, yaptıkları analizler ve denetimleri altında hazırlanan planlar doğru ve  güvenilirdir.
 
Madde 10:
ICOMOS üyeleri  gerçeği çarpıtma,  yalan reklam ve/veya görevi kötüye kullanma gibi eylemleri hoş görmez; bir çalışmaya başkalarının yaptıkları  entellektüel, maddi veya  pratik   katkıları isimlerini vererek belirtir ve niteliğini açıklarlar.

Madde 11:
ICOMOS üyeleri, dışardan gelen bazı taleplerle,  koruma çalışmalarının  bulgularının değiştirilmesine veya gizlenmesine itiraz ederler. ICOMOS üyeleri yaptıkları çalışmaları etkileyen  kaynak ve bütçe sıkıntıları gibi olumsuz etkenleri, işveren/müşteri ilişkisinin  mahremiyeti çerçevesini aşmayacak biçimde,  uygun bir şekilde açıklarlar.

Madde 12:
ICOMOS üyeleri dürüst, tarafsız ve  hoşgörülü bir şekilde davranırlar. Bir ICOMOS üyesi, bir diğer üye ile ilgili olarak bir komisyonda görev aldığında veya diğer bir üyenin   çalışmaları hakkında bir rapor hazırlaması istenildiğinde, diğer üyeye haber verir.

Madde 13:
Üyeleri ICOMOS’un onurunu ve  saygınlığını korumak ve yüceltmek  için çalışırlar. Mesleki çalışmalarını tartışma ve hileden kaçınarak, açık, dürüst, güvenilir ve tarafsız bir şekilde yaparlar. Üyeler  haksız çıkar sağlamaya yönelik işlerden kaçınır; bu tür konularla  ilişkileri olmadığını açıkça beyan ederler. 

Madde 14:
Bir üye, ilgili ICOMOS komitesinden gerekli izni almadan  ICOMOS veya onun komitelerinden biri adına hareket edemez veya konuşamaz.

Madde 15:
Bu belgede yer alan ilkelere uymamak ve sorumlulukları  yerine getirmemek  meslek  kurallarına   aykırıdır ve ICOMOS’un adına leke sürebilir. ICOMOS üyeliği üyelerin Etik Yükümlülükler Belgesi’nin ruhuna uygun hareket etmeleri ve sorumluluklarını yerine getirmelerine bağlı olarak devam eder. Bu belgenin maddelerine uymamak, üyeler aleyhine bazı kararlar alınmasına, üyeliklerin devamı konusunun tartışmaya açılmasına neden olabilir.

SÖZLÜK

“Özgünlük”
Kültürel mirasın niteliğine ve kültürel çerçevesine bağlı olarak, özgünlük kararı    çeşitli bilgi kaynaklarının değeri ile ilişkilendirilebilir.

Bilgi kaynakları biçim ve tasarım, malzeme ve doku, kullanım ve işlev, gelenekler ve teknikler, yer ve konum, ruh ve duygu ile bilgi sağlayan diğer dış  özellikler olabilir. Bu kaynakların kullanımı incelenen kültür mirasının özel sanatsal, tarihi, sosyal ve bilimsel  boyutlarının  ayrıntılandırılmasını sağlar (2).


“Koruma” bir yerin bakımını sağlamak ve  kültürel önemini korumak için uygulanan bütün işlemlerdir.

Duruma göre, mevcut işlevin korunması veya yenisinin getirilmesi, ilişkilerin ve anlamların korunması,  sürekli bakım, onarım, yeniden yapım, uyarlama, yorumlama işlemlerini kapsar ve genellikle  işlemlerden birkaçının birlikte uygulanmasıyla gerçekleşir (3).


“Kültürel önem”:  geçmiş, şimdiki ve gelecek kuşaklar için estetik, tarihi, bilimsel veya sosyal değer  anlamına gelmektedir.

Kültürel önem yerin, sitin veya anıtın kendisinde somutlaşabilir, dokusunda, konumunda, kullanımıyla ilgili  çağrışımlarda, anlamında, geçmişiyle ilgili kayıtlarda, özel  bölümlerinde ve eşyalarında bulunabilir.



“Değerler” bir kültürel grup veya kişi için anlamı olan, genelde  ruhani,  siyasi, dini ve  ahlaki  değerleri kapsamakla birlikte, bunlarla  sınırlı  kalmayan  inançlardır (5).

Anıtlar, sitler ve alanlar  değişik kişi ya da  gruplar için farklı anlamlar taşıyabilir ve  değerleri  sürekli olarak gözden geçirilebilir.



(1)    UNESCO ‘nun Dünya Mirası Sözleşmesi (1972) dahil olmak üzere, Kültür Varlıklarının Yasal Olmayan Yollardan İthal , İhraç edilmesinin ve  Mülkiyet Değişiminin Yasaklanması ve  Engellenmesi Sözleşmesi (1970), Anıt ve Sitlerin Korunması ve Onarımıyla ile İlgili Uluslararası Tüzük (Venedik Tüzüğü) (1964) ve onu izleyen tüzükler: Floransa Tüzüğü (Tarihi Bahçeler, 1981), Tarihi Kentler ve Kentsel Alanların Korunması Tüzüğü (1987), Sualtı Kültür Mirasının Korunması ve Yönetimi Tüzüğü (1996), Uluslararası Kültürel Turizm Tüzüğü (1999’da gözden geçirilmiştir), Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü (1999), Ahşap Tarihi Binaların Korunması İlkeleri (1999).
(2)    Özgünlük konusunda Nara Belgesi, 1994
(3)    Avustralya ICOMOS’u, Burra Tüzüğü, 1999
(4)    Avustralya ICOMOS’u, Burra Tüzüğü, 1999
(5)    Avustralya ICOMOS’u, Önemli  Yerlerin Korunmasında Birlikte Yaşamanın Etik Kuralları, 1998


Bkz: http://www.icomos.org.tr
        http://www.kumid.eu









KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Hit Counter