Sayfalar

8 Ocak 2012 Pazar

Arkeolojik Mirasın Korunması İçin Temel Kazıları Kontrol Edilmeli

Mezitli'de Arkeolojik Tahribat  Tehlikesi Resmi Raporla Belgelendi...

İnşaat Temel Kazılarında  Kontrol Mekanizması Oluşturulmalıdır...


Meslek Odalarına, Kent Yöneticilerine Çağrı Yapıyoruz....



Arkeo-Sev platformu olarak, aşağıdaki fotoğrafları yayınlar ve  Mezitli'deki Kaya Mezarları tanıtırken,

- inşaat temel kazısı sırasında "bulunan" arkeolojik kaya mezar alanlarında bariz olarak görünen ağır düzeyde tahribat bulunduğunu;

-  temel kazılarında "bulunan" bu kaya mezarların, gerçekte tahribatla yok edilip gizlenemediği bir noktada "keşfedildiğini";

- arkeolojik miras bulgularındaki bu ağır tahribatlardan sorumlu olması gereken ve tahribatı  fiilen yapmış görünen hafriyat firmaları,müteahhit veya parsel sahibi hakkında herhangi bir soruşturma yapılmamış olduğunu;

- hafriyat firmaları, müteahhit veya parsel sahibi haklarında, açık tahribata rağmen hukuki bir ceza davası açılmamış ve cezalandırılmamış olmasının (bölgedeki tüm temel kazıları üç-beç hafriyat firması tarafından yapılıyor), yer altındaki arkeolojik  varlıkların tahrip sürecini kışkırtmakta olduğunu;

- Mezitli'de "sit alanı" ilan edilmemiş bölgelerde binlerce temel kazısı sırasında "hiçbir arkeolojik bulguya rastlanılmamış" olmasının  tesadüf sayılamayacağını; ve bu ağır yok etmelere bağlı olduğunu;

- bu konuya acilen el atılmaz ise, neredeyse hergün yeni bir site temeli atılan Mezitli'de arkeolojik tahribatın ağır sonuçlarının geri döndürülemez olacağını ....

anlatmak istiyoruz.

Lütfen Kuyuluk yolu ve Soli'deki  kaya mezar buluntulardaki tahribatın düzeyine daha dikkatle bakınız!

Parsel alanlarının orta kısmında tek bir "arkeolojik bulgu" bırakılmamış; sadece parsel kıyılarında, sınırlarda, "arkeolojik bulgu" kalmış olduğunu fark edeceksiniz!

Fotoğraflara dikkatle baktığımızda, parsel kıyılarındaki mezarlar artık gizlenilemeyecek bir noktada kaldığı için, yetkili makamlara olay bildirilmek zorunda kalınmıştır gibi bir intiba ediniyoruz.

Lütfen konuya bu yönleriyle de yaklaşalım ve fotoğraflara bu gözle de bakalım...

Mersin İli, Mezitli İlçesi, Menderes Mahallesi, Tower 2...





Yukardaki fotoğrafla ilgili olarak önce şunu söylemek istiyoruz:

Arkeo-Sev Gönüllüleri tarafından bu fotoğrafların çekildiği ve Mezitli Belediyesi ile Müze yetkililerinin yazılı-sözlü haberdar edildiği  10-11-2011 tarihine kadar:

- parsel sahibinin,
- müteahhidin,

- sorumlu  mimarın,
- ilgili yapı denetim firmasının,
- bu temeli kazan hafriyat firması operatörünün,
- oraya hazır beton getirip döken firmanın ,
- sürece dahil olan hiçbir başka kişi ve kurum yetkilisinin,
- çevredeki yurttaşların....

"gözle görülebilir olan" bu  yapı izi kalıntısını rapor etmediği; ilgili kurumların incelemesi için haberdar etmediği bir olgudur. Müze görevlilerinin raporunda da bu durum sabittir.

Diğer taraftan müteahhidin ve kazı firması operatörünün, yapı izi kalıntılarını yoğun bir şekilde  tahrip ve yok etmiş olduğu da bir olgudur!

Bu durum da, Müze görevlilerinin resmi raporlarında sabittir.

Müteahhit ve hazır beton firması, muhtemelen "bayram tatili"ni bir fırsat sayarak, acele bir şekilde betonu döküp, parseli "kurtarmak" istemiş görünüyorlar.


Müze  görevlileri, raporlarında "tahribat" olgusunu saptıyor ve yoğun tahribat nedeniyle de yapı kalıntısı için:
"Bu taşlar da iş makinesinin çalışması sırasında büyük bir orada tahrip olmuş ve herhangi bir plan vermemekte olup, herhangi bir mimari ögeye bağlanmamaktadır"  diyerek, tahribatın yapı kalıntılarını nitelemeye bir engel oluşturduğunu açıklamış oluyorlar...

Gelgelelim, aynı raporda bu  yoğun tahribat ile ilgili olarak hiç bir suç bildiriminde bulunulmamaktadır.

Diğer yandan konu hakkında dilekçeyi yazan Arkeo-Sev'e yanıt verilmemekte; Mezitli Belediyesi ise kendisine bir "rapor" fakslama yoluyla tam 57 gün sonra yanıtlanmaktadır.

Fakat bu arada geçen zaman içinde müteahhit, su basmanı ve zemin katı çoktan bitirmiş durumdadır...







"kalker taşlarının görünen yüzleri iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip olmuştur" ;

"... yine iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip olmuş kalker bir taş"


.......

Mersin İli, Mezitli İlçesi, Menderes Mahallesine gidilerek Mezitli Tower 2 inşaatının temel kazısı yapılan yerde inşaat temelinin kuzeydoğu kesitinde (35420 nolu sokak tarafında) ana yüzeyden yaklaşık 1 m. kadar aşağıdan başlayarak yaklaşık 1,5 m. kadar dik ve birbirine paralel olarak aşağı inen iki sıra kalker taşlar görülmüştür. Dik ve birbirine paralel olarak aşağı inen kalker taşların görünen yüzleri iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip olmuştur. Dik ve birbirine paralel olarak aşağıya inen iki sıra kalker taşların en üst seviyelerinin arası 10- 15 cm. kalınlığında günümüz betonu, betonun hemen altında yaklaşık 30- 40 cm. kadar kum taşı tabakası bulunmaktadır. Günümüz beton tabakanın üzerindeki toprak katmanında, yoğun olmayan, amorf vaziyette seramik parçaları görülmektedir. Yine anı kesit üzerinde yukarıda sözü edilen taşların 1- 1,5 m. kadar güneydoğusunda, yine iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip oluş kalker bir taş bulunmaktadır. Ana yüzeyden yaklaşık 1,5 m. derinlikte olan bu taşın yüksekliği yaklaşık 1 m.dir. Herhangi bir plan vermeyen bu kalker taş, herhangi bir mimari ögeye de bağlanmamaktadır. İnşaatın temel hafriyatında yapılan incelemelerde temelin kuzey batı kenarında ana yüzeyden yaklaşık 20 m. derinlikte üst üste iki adet kalker taş görülmüştür. Bu taşlarda iş makinesinin çalışması sırasında büyük bir orada tahrip olmuş ve herhangi bir plan vermemekte olup, herhangi bir mimari ögeye bağlanmamaktadır. İnşaat temelinin etrafındaki hafriyat toprağında yapılan incelemelerde, bölgede hemen hemen her yerde rastlayabileceğimiz türde, amorf vaziyette, oldukça az sayıda seramik parçalarına rastlanmıştır. Yine hafriyat toprağında yapılan incelemelerde hafriyat toprağının yüzeyinde 4 parça kalker kesme taşa rastlanmıştır.

Mersin İli, Mezitli İlçesi, Menderes Mahallesinde adı geçen inşaatın bulunduğu yer herhangi bir sit alanında kalmamaktadır. İnşaat temelinin kuzeydoğu kesitinde görülen dik ve birbirine paralel olarak aşağı inen iki sıra kalker taş arasındaki günümüz betonunun ve diğerlerinin fonksiyonunun ne olduğu tarafımızdan tespit edilememiştir. Muhtemelen 50- 60 yıl öncesinde şekillendiriliş olabileceği kanaatindeyiz.

Durum bilgilerinize arz olunur. 11. 11. 2011





Raporda "kalker taşlarının görünen yüzleri iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip olmuştur" ;"... yine iş makinasının çalışması sırasında yoğun bir şekilde tahrip olmuş kalker bir taş" .... denilmektedir.

Demek ki rapor'a göre, temel hafriyatı sırasında iş makinalarıyla yoğun bir şekilde tahrip edilmiş, arkeolojik olsun veya olmasın, yapı kalıntıları söz konusu idi.

Peki, rapor'a göre, müze yetkililerinin bile niteliğinden emin olamadıkları bu yapı kalıntılarının tahripçilerinin yani kazı firmalarının ve müteahhidin yetkililere  bu bulguları haber vermedikleri gibi, onları yoğun bir tahriabata maruz bırakmaları bir suç oluşturmuyor mu?

Ya bunlar gerçekten arkeolojik kalıntı olsa idi?

Kuyuluk yolu ve Soli'de bulunanlar arkeolojik özellikli kaya mezarlarıdır ve oralarda da "yok etme"ye yönelik tahrip izleri görüldüğü halde, müteahhit,inşaat sahibi ve kazı operatörüne yönelik herhangi bir hukuki dava açılıp açılmadığını bilmiyoruz.




Mezitli-Kuyuluk Yolu Kaya Mezarları


Kuyuluk yolu üzerindeki bu alanda parselin ortasında hiçbir şey bırakılmamış olduğu açıkça görülüyor.

"Bulunan"lar parselin kenar sınırlarında kalmış olan ve yıkılıp gizlenmesi neredeyse olanaksız olan mezarlardır ve onların da bilerek ağır bir şekilde tahrip edildikleri ortadadır...




Mezitli-Kuyuluk Yolu Kaya Mezarları


İnşaat alanın ortasında görülen kalıp tahtaları, inşaat sahiplerinin, temel kazısı sırasında açık bir şekilde varlığı belli olan kaya mezarlara rağmen, "perdeleme" işine devam etme çabası içinde olduklarının açık işaretleridir.

Zaten, çok açıkca görülüyor ki, temel kazısı sırasında ilk bulguyla birlikte kepçe  kesinlikle durmamış; tersine en az bir-kaç gün kepçeyle kalker zemin sıyrılarak oyulmuş; onlarca kamyon hafriyat taşınmış; kazıma işlemi bittikten sonra, kalıp çakma aşamasına geçilmiş; tahtalar  bu nedenle aşağıya aktarılmaya başlanmış olmalı ve ancak bu aşamada, yetkililerin haberi olmuş veya yetkililere haber verilmişe benzemektedir.

Tabi bu kadar uzun bir zaman zarfında, buradaki arkeolojik zenginliklerin talan edilip edilmemiş olduğunu bilmiyoruz. Fakat bu yönde söylentiler olduğu da bir olgudur.

Şimdiki bakımsız ve tahrip edilmiş halleriyle bile muhteşem olan bu  Kuyuluk Kaya Mezarlarına  ağır bir tahribat yapıldığı  fotoğraflardan bile belli ve kanıtlı  durumdadır.

Temel kazısı sırasında ilk bulgu veya ilk mezar deliğinin ortaya çıkmasına bağlı olarak kazma işleminin durdurulmadığı, yetkililere haber verilmediği de anlaşılıyor.

Bütün bunlar fotoğraflarda bile açıkca ortada iken, sorumlular hakkında hukuki bir davanın varlığını bilmiyoruz.









Mezitli-Kuyuluk'taki Kaya Mezarları Fotoğraflarına Bakınız!



------------






Mezitli-Soli Kaya Mezarları






Mezitli-Soli Kaya Mezarları


Soli Kaya Mezarları Albümüne Bakınız!







Arkeolojik Varlıkların Tespiti İçin
İnşaat Temel Kazılarında Kontrol Mekanizması Kurulsun

Fotoğrafta görülen örnekler, Mersin-Mezitli Belediyesi sınırları içinde bulunuyor. 

Mimarlar Odası'ndan, İnşaat Mühendisleri Odası'ndan, Yapı Denetim Kurumlarından bu konularda yasal bir çerçeve oluşturulmasına destek vermelerini bekliyoruz.

Bizzat bu temeli kazan hafriyat firması, oraya hazır beton getirip döken Firma ve sürece dahil olan hiçbir başka kişi ve kurum "gözle görülebilir olan" bu olayı rapor etmediği; ilgili kurumların incelemesi için haber vermemiş oduğu bir olgu olarak saptanabilir.

Sorunumuz, Arkeo-Sev'in haber verdiği bu  yapı izi-kalıntısının çok önemli bir arkeolojik değer oluşturma-ma-sı değildir.

Sorun, böyle bir arkeolojik yapı izinin ve bölgede muhtemelen binlerce "arkeolojik yapı izi"nin, sessizce, "saptanamadan" tahrip edilip üzerlerine bina yapılmış olmasıdır.

Eğer, olay tesadüfen görülmemiş olsa, konu hakkında bir bildirim yapılmamış olsa, inşaat süreci yıldırım hızıyla ilerleyecek ve "konu kapanmış" olacaktı.

Oysa, gelişmeler gösteriyor ki, Soli-Pompeiopolis antik kenti, sadece 1. derece sit alanı olarak belirlenen 320 dönümlük bir arazi bölümü ile sınırlı görünmüyor.

Fakat , çok büyük bir imari rantın döndüğü Mezitli'de, gerekli "denetleyici kurumlar" oluşturulmamakta; kamuoyunun Mezitli'deki arkeolojik varlıklara sahip çıkması yönündeki çabalara destek verilmemektedir.

Sonuçta, onbinlerce "site"nin yapıldığı Soli-Pompeiopolis'in etrafında neredeyse "hiçbir arkeolojik bulgu"ya rastlanmadan imar rantı politikası "sessizce yürüyor..."

Biz kamuoyunun uyarılmasından ve  kurumsal denetim mekanizmaların  geliştirilmesinden yanayız.

Valiliğin ilgili kurum ve firmaları genelge ile uyarmasının yararına inanıyoruz.

İmar izni veren  Mezitli Belediyesi, Mimarlar Odası, İnşaat Müh. Odası, Yapı Denetim Firmaları mutlaka bu konularda  pratik olarak sorumluluk almalıdırlar.

Mezitli gibi imar rantının en uçlarda olduğu hissedilen ve neredeyse 200 bin kişilik bir nüfus yoğunluğuna doğru giden bir  "merkez ilçe"de, bu konunun hukuken ve pratik olarak nasıl olabileceğini  ilgili kurum ve kişilerin ortaklaşa saptayabilmesi gereklidir. Soli-Pompeiopolis Kazı Heyeti'nin de bu konuya aktif olarak müdahil olması gerektiğine inanıyoruz.


Arkeolojik kültür varlıklarının korunması ve geleceğe taşınması, inanıyoruz ki, bizlerin bu "tahrip sürecine" bilinçli karşı koyuşu ve direnişi, çözüm yolları bulmaya çalışması ile gerçekleşecektir.

Tüm Arkeo-Sev'erlerin, her bilinçli yurttaşın, birer sivil gözlemci olarak, çevrelerindeki temel kazılarını takip etmelerini rica ediyoruz.

Günümüzde artık Soli-Pompeiopolis hinterlandının sadece en yakın çevredeki 320 dönümlük 1. dereceden sit alanından ibaret olmadığı iyice açığa çıkmış durumdadır.

Soli-Pompeiopolis hinterlandı kuzeyde Çukurağıllık mevkisine, Batı'da Soli'ye , Doğu'da Çiftlik Köyü yoluna
değin uzanan geniş bir alanda bulunan kaya mezarlar, lahitler, zeytinyağı ve üzüm işlikleri bu fikri destekleyici bulgulardır.

Soli-Pompeiopolis gibi zengin bir antik kent ve liman mirası barındıran Mezitli Belediyesi sınırları içinde, adeta hergün birkaç tanesi gerçekleşen temel kazıları sırasında, ne gariptir ki, arkeolojik bulgulara neredeyse hiç "rastlanılamamakta"dır. İnşaat temel kazıları sırasında "bulunan"ların, sadece Kuyuluk ve Soli'deki  kaya mezarları ile sınırlı kalması bölgenin arkeolojik varlık yoğunluğu ile uyumlu bir sonuç değildir.



Son on yıl boyunca, inşaat temel kazıları sırasında, Mersin'de ve Mezitli'de toplam kaç adet arkeolojik miras alanı ortaya çıktığını soran bir dilekçe ile öğrenebiliriz.

Bu konu, son 10 yıl bazında resmi olarak soruşturulacak olsa, öyle sanıyoruz ki, arkeolojik kültür varlıklarının
"imar rantı" uğruna, nasıl korkunç bir şekilde  talan edildiği gerçeği açıkca ortaya çıkacaktır.

Arkeo-sev platformu olarak, acilen,en azından  Mezitli Belediyesi tarafından, ilçedeki inşaat temel kazıları için resmi bir denetim mekanizması oluşturulmasını öneriyoruz.

Böyle bir tedbir, hem arkeolojik varlıkların bundan sonraki olası tahribini önlemeye hizmet edecek ve hem de, bu alanda  şaibe altında kalmanın önüne geçilebilmiş olacaktır. En az iki kişilik bir "temel kazısı denetleme ekibi" ile, Mezitli ilçe sınırları içindeki her temel hafriyatı fotoğraflanarak resmi evraka eklenebilir.

Bunun yanısıra, acilen yapılması gereken bir diğer işlem, hafriyatlar firmaları ile ilgili eğitim ve uyarı işlemidir. Temel kazısı sırasında arkeolojik varlıklara verilen zararın hukuki boyutu var ise  ortaya konulmalı ve ilgili firmaların, hukuki sorumlulukları anımsatılmalıdır.

Şu an için, Mezitli-Viranşehir'deki Soli-Pompeiopolis antik kentinin bir dizi arkeolojik değeri yok edilmiş durumdadır. Bununla birlikte hiç olmazsa geriye kalanların korunması bakımından acilen önlem alınması çağrısında bulunuyoruz.

Arkeo-Sev Projesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Hit Counter