Sayfalar

15 Eylül 2011 Perşembe

Magnesia Stadyumu

Antik dünyanın coşkulu mekânı: Magnesia Stadyumu

"Yarışlar Kenti Magnesia"da dünyanın en büyük antik stadyumu gün ışığına kavuşmayı bekliyor. Neden spor kulüplerimizin Avrupa Kupası maçları bu antik stadyumda oynanmasın?


POSTA İNTERNET

Magnesia antik kentinde 2 yıldır sürdürülen kazı çalışmaları Anadolu'nun en büyük ve görkemli spor merkezlerinden biri Magnesia Stadyumu'nun açığa çıkmasını sağladı.

Günümüzdeki futbol taraftarlığına benzer şekilde antik dönemde de üzerine bahis oynadıklari ve sevda ile bağlandıkları yarışmacıların ter döktüğü 190 metre uzunluğunda, binlerce seyirciyi ağırlayan Magnesia Stadyumu kazılarla açığa çıkarılıyor.

Açığa çıkan kalıntılar antik dünyada yapılan yarışların görkemini hâlâ üzerinde taşıyor.

M.Ö. 1. yüzyıla ait bir yüzük taşı olan kameonun tüm yüzeyini, kanatlı bir Eros'un sağa doğru sürdüğü iki atlı araba kaplamaktadır. Eros çıplaktır. Sağ elinde kırbacı vardır, sol eliyle dizginleri tutmaktadır. Öndeki at arkadakini neredeyse tamamen kapatmaktadır. Erso kamçısını sallamış ve atları dörtnala kaldırmıştır. Bu kameo, Magnesia'nın o unutulan oyunlarının farkını ve önemini yeniden vurgulamıştır.

Binlerce mermer oturma sırasına sahip olan Magnesia stadyumunda günümüzdekine benzer şekilde oturma sıralarının belli gruplar için önceden belirlenmiş olması ilginçtir.

Kendi yarışmacılarını desteklemek için gelen Efesliler'in 2500 kişilik bir bölüme "bu koltuklar Ephesos'tan gelenlere ayrılmıştır" yazısını yazmaları, günümüze kadar gelen loca kültürünün temelleri hakkında fikir vermektedir.

Kazılardan çıkan bir başka şaşırtıcı gerçekse psikolojik bir sorunu olanlar için bile özel oturma yerlerinin ayrılmış olması.

Bulunan yazıtların çoğu, meslek gruplarının da özel yerlerinin olduğunu gösteriyor. Bugün stadyumlarda esnaf dayanışmasını göremesek de antik dönemde esnaf gruplarının, derneklerinin yarışmaları seyretmek için yer ayırttığı kazılarla ortaya çıkarılmış durumda. Fırıncılar, tuzlu balık üreticileri, kuşçular, bahçıvanlar bu meslek kuruluşlarından bazıları ve günümüzdeki ünlü "Çarşı grubu"nu çağrıştırmakta.

Magnesia Antik Stadyumu 2 yıldır Ankara Üniversitesi DTCF Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Orhan Bingöl tarafından kazılıyor. 2 yıldır sürdürdüğü kazıların çok önemli sonuçlar ortaya çıkardığını ifade eden Prof. Dr. Bingöl, Anadolu'da yeni bir stadyumun ortaya çıkarılmasının Türkiye turizmi için çok önemli bir gelişme olacağının altını çiziyor.


Prof. Dr. Orhan Bingöl'ün çalışmalarla ilgili sıkıntısı ise yüksek maliyetler. Devletin sağladığı olanaklarla böylesi dev kazı ve restorasyonların üstesinden gelmenin kolay olamdığını söyleyen Prof. Bingöl, ilginç bir de öneri ortaya atıyor:

"Neden bu stadyumların kazı ve restorasyonlarını büyük kulüplerimiz üstlenmesin? Niye, Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın ya da diğer kent kulüplerinin bir antik stadyumu olmasın? Niye Efes Pilsen Eczacı ya da diğer takımlarımız, Avrupa Kupası maçlarını sponsorluklarını yaptıkları antik stadyumlarda oynamasınlar?















Niye, atletizm müsabakaları, hatta aday olduğumuz 2020 Olimpiyatlarındaki bazı karşılaşmalar antik stadyumlarda yapılmasın ki?

Büyük kentlerdeki ulaşım sorununu düşünürseniz, örneğin Magnesia'ya ulaşmak (Bodrum otoyol çıkışından sadece 1.5 km. Adnan Menderes havaalanı 80 km.) Olimpiyat stadına ulaşmaktan çok daha kolay.

Kendi hesabıma konuşayım, yılda 150-200 bin TL tutarında sadece stadyumda kullanılacak beş yıllık bir destekle Türkiye ve dünya, Magnesia'da 30.000 kişilik şahane bir stadyum kazanacaktır. Ben bölümlerden birini "yeni açık" ve "çarşı" olarak adlandırdım bile!"

Magnesia ile ilgili çok daha detaylı incelemeyi "Aktüel Arkeoloji" Dergisi'nin yeni sayısında bulabilirsiniz. YASEMİN KAPTANBAŞ / POSTA İNTERNET

**






Üç büyüklerden sponsorluk bekliyor

Dünyanın en büyük antik stadyumundaki kazı çalışmaları maddi yetersizlik yüzünden yapılamıyor. Kazının tamamlanması için adres Üç Büyükler gösteriliyor.




İSTANBUL - Batı Anadolu’nun en önemli antik kentlerinden Magnesia'da birkaç yıl önce bulunan stadyumun yarısına kadar kazı çalışmaları yapılmış ancak maddi yetersizlik yüzünden kazı tamamlanamamıştı.

Aktüel Arkeoloji Dergisi, futbol takımlarının özellikle üç büyükler Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bir kampanya ile antik stadyumun kazısına destek verebilmelerinin önemli bir gelişme olacağı düşüncesinde.




Yarışlar Kenti Magnesia
Bir stadionda kazı yapmayı planlamak, son yıllara kadar pek de göze alınamayacak bir girişimdi. Buna neden olarak, büyük bir çaba, süre ve yüksek maliyet sonrası ortaya çıkacak sonuçların bilinenlerden pek de farklı olmayacağı önyargısı gösterilebilir. Ayrıca bu olumsuz görünüşle ortaya çıkarılacak kalıntının koruma, konservasyon ve restorasyonuna yönelik uygulama ve harcamaların büyüklüğünden kaçınma güdüsünü (eğer varsa!) de eklemek gerekir. Bu ya da benzer nedenlerden ötürü yurdumuzdaki stadionlar neredeyse hiç kazı yapılmaksızın sadece belli ayrıntılarıyla kısmen incelenebilmiş, kiminde yapının tümünde olmasa bile, bazı bölümlerinde yürütülen kazı ve sondajlarla sonuç almaya çalışılmış, birçoğu ise henüz hiçbir çalışma yapılmadan kısa tanıtım ya da sayısal bilgilere içerik oluşturmaktan öteye geçememişlerdir.

Tüm bunlara ve Magnesia stadionunun yoğun bir bitki örtüsü ve heyelanla gelen toprak altında tümüyle kaybolmuş bir alan olmasına rağmen, doğaya karşı bir savaş olarak, “Magnesia stadionu doğaya teslim edilemez” sloganıyla bir girişimde bulunmanın kaçınılmaz olduğu açıkça görülmekteydi. Yapının, doğanın verdiği zarar dışında oldukça sağlam olduğuna ilişkin izlenimleri ve ön bilgileri doğrulamak; ayrıca yeni bilgiler edinmek amacıyla ilk kez 2004 yılında bir hafta süreli kısa bir çalışma yapıldı. 2007 yılında yeniden ele alınan stadionda yürütülen çalışmalarla, 2004 yılı buluntu ve izlenimlerin daha da güçlenerek örtüşmeleri üzerine Tübitak destekli bir “Stadion Projesi” oluşturuldu. “Magnesia Stadionunun Yapısal ve Sosyokültürel Özelliklerinin Bilimsel Açıdan Araştırılması” adı altında üç yıllık bir çalışmayı amaçlayan bu başvurumuzun onaylanması üzerine stadionda 2008 yılından bugüne kadar süren bir çalışma içine girilmiştir.
Yapılan çalışmalarla stadionun doğu uzun tribününün neredeyse tamamı, sphendonanın (dönüş yuvarlağı) yarısı ve ayrıca start yapısı ile kuzeydoğu analemma duvarı ortaya çıkarıldı. Bu çalışmalarda en büyük zorluk, sphendonayı ve arenayı dolduran mil ve heyelan dolgusunun taşınmasında yaşandı ve taşıma olanaklarının yokluğundan katlanılamaz boyutlara ulaştı. Bu durum belki de en iyi korunmuş ve en güzel sonuçlarla bizi şaşkınlığa uğratan sphendonaya ulaşılmışken stadion kazılarının bitirilmesine neden olacak bir boyuta ulaştı. Yapılan çalışmalarla galeri ve diazoma duvarlarının yıkılan bölümleri onarılarak çevredeki toprağın yapının içine yeniden dolmasına elden geldiğince engel olmaya çalışıldı. Tüm olanaksızlıklara karşın bu kadar kısa bir sürede bu kadar kapsamlı bir işi başarmış olmaktan onur duyuyor ve ekipteki tüm arkadaşlarıma özverileri ve olumlu katkıları için teşekkür ediyorum.






Magnesia stadionu, Gümüşdağ’ın (Thorax) ovaya ulaşan son yamaçlarını oluşturan iki tepenin arasında yer alır. U planlı bir yapıdır. Arenaya kuzeyindeki bir “Anıtsal Kapı”dan girilir. Bu kapı, aynı zamanda bir “başlangıç” yapısıdır. “Bitiş” çizgisinin bulunduğu yere kadar olan uzunluk 189 metredir. Doğu ve batıda karşılıklı yerleştirilmiş on birer oturma dilimi ile bunları güneyde birleştiren yarım daire planlı bölümdeki (sphendona) beş oturma dilimi, stadionun tribünlerini oluşturur. Böylece toplam yirmi yedi oturma diliminden oluşan tribünler iki kademelidir. İki kademe arasında, ayrıca altta ve üstte dolaşma yolları oturma dilimleri arasında merdivenler yer alır. Galeriler, yapıyı çevreleyen en üsttekiler, yukarıdan gelen izleyicilerin yapıya girdikleri, daha çok ayaktaki izleyicilere yönelik bölümlerdir. Aynı zamanda istinat duvarı görevi görmektedirler. Ortadaki arena, izleyicilerin orada bulunmalarına neden olan sportif oyunların yapıldığı alandır. Tribünlerden arenaya merdivenlerle inilir ya da oradan tribünlere çıkılır. Tribünler arenadan bir podyum ile yükseltilmişlerdir. Stadionun en önemli özellikleri arasında bölüm bölüm de olsa çok iyi korunmuş olması, arkasındaki giderek yükselen tek, çift ve sphendonada üç katlı galerileri ile en yüksek stadion olması sayılabilir. Arenadan başlayarak çıkılan merdivenlerle üst galeriye ulaşıldığında yükseklik 45 metreyi aşar.



************



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Hit Counter